Açıklama
Çok geç keşfettiğim bir lezzet. Belki tanıştığımız günü hatırlamıyorum. Lezzeti unuttum. Safiye yıllardır biliyor. Aslında Ege Bölgesi için sıradan bir lezzet. Benim gibiler içinse kaçırılmaz bir nimet. Bıkmadan sıkılmadan tükettiğim bir diken. Çocukluğumuzda top oynadığımız yerlerde görürdük bu dikeni. Tekmeler, yeşil dikenli kısmını hayali sahanın dışına atardık. Meğersem kökleri ne lezzetli olurmuş. Şimdi görürsem inip söküyorum kökünden. Evet, bagajda kürek var. Küçük bir kürek ama iş görüyor. Buralarda tarlada yetiştiriyorlar. Temizleyip satıyorlar. Bence temizlemeden almak gerek. Çok basit. Yine de biliyoruz ki hiç biriniz temizlik ile uğraşmak istemiyorsunuz. En azından satışlar bunu gösteriyor : )
Şevketi Bostan Faydalı mı?
Lezzetli. Faydası günü güzel geçirmenize olan katkısı. Şükredersiniz varlığına. İlk kez tadıyorsanız ne güzel yapmışım diye kendiniz ile övünürsünüz. Tarifi pek kolaydır. Anlatacağım anlatacağım. Faydalı mı konusunu kapatalım önce. Saç çıkartmıyor, ak düşmüş sakala bir faydası da olmadı. Yani ben bir faydasını görmedim. Tencere tencere yiyorum. Çok lezzetli. Mutlu oluyorum yerken. Bir tabak daha bir tabak daha… Bence bir faydası yok. Bilim adamlarının bir iddası varsa iyi araştırın derim. Diploması var mı? Nasıl bir akademik geçmişi var öğrenin : ) Diyetisyense temkinli yaklaşın. Yaşam koçu ise koşarak kaçın.
Şevketi Bostan Tarifi
Önce sakin oluyorsun. Sanırım ilk kez yapacaksın. Hiç kafanı karıştırma. Zaten temizlenmiş geldi. Malzemeler:
- Kuzu eti, kuşbaşı doğranmış, yemeklik dediklerinden. Şevketi bostanın yarısı kadarı kafidir.
- Bir orta boy soğan.
- İki limon ve bir Çorba kaşığı un.
- Su, karabiber, tuz ve zeytinyağı. Zeytinyağı önemli. Güzel, lezzetli bir yağ çok şey katar lezzetine.
Hadi başlayalım. Önce etleri bir tencere atıver. Başlasınlar pişmeye. Zeytinyağından da biraz ekle.
Şevketleri doğrayacağımız bir kap uydur. Doldur soğuk suyu. Bir limonu sıkıver içine.
Şevketi bostanları et parçalarından biraz irice doğruyoruz. İyi bir mutfak makası harika iş görür, yoksa kes bıçakla gitsin. At soğuk limonlu suya.
Bak ne kadar kolay. Etler pişiyor. Şevketler kesildi. Su ısıtıcı vardır sende. Bir litre civarı suyu kaynatsın o. Kes soğanları da. Bak bakalım et suyunu çekmiş mi? Çekmemiş mi? Salsın, çeksin suyunu. At soğanları üstüne, gerekirse ver biraz daha zeytinin yağından.
Evir çevir, soğanlar da yumuşadıysa suda bekleyen şevketleri suyundan süzüp at üstüne. Bitti bitti bir şey kalmadı. Su ısıtmıştın ya onu da göz kararı ver üstüne.
Şimdi bir limon var elimizde. Bir tatlı kaşığı un ile çırpmaya başla onun suyunu. Yarısı da yeter, çok ekşi severim ben dersen tümünü kullan. Yemeğin suyundan da ekleye ekleye terbiyesini hazırla şevketin.
Ver şevkete unlu limonlu bulamacı. Git dolaş evin içinde. Tabak kaşık çıkart. Kedin var mı senin? Yok mu? Köpek? Aman tamam işte bul oyalanacak bir şeyler. Sabırsızsan 20 dakika kaynatma yeter. Beklerim ben diyorsan 30 dakika da olur. Ben sabırsız ve diri sevenlerdenim. 20 dakikaya alırım tabağıma. Üzerine tekrar zeytinin yağını boca ederim. Bir sır vereyim. Bu meret bir gece dolapta beklerse daha bir nefis oluyor. Yani ertesi güne kalırsa. Kalmaz ama. Kalırsa onun tadına bakasın. Biz kalsın diye kocaman bir tencerede yapıyoruz. İki kilo şevket ile yemek yapmak normal bizim için.
Bakma uzun uzun yazdığıma. Benim gevezeliğimden.
Her fani bir gün şevketi bostanı tatsın isterim. Yaa bak aklıma geldi. Şiveydiz biliyor musun sen? Vay başıma gelenler. Bilmiyor musun? Taze sarımsak bulur muyuz acaba. Buluruz buluruz. Dur dur, eposta bültenine üye ol sen. Şevketi seversen bir başka gün de taze sarımsak olayına bakalım birlikte.
Hadi afiyet ile. At sepete iki üç tane. Dua edeceksiniz şevkete, keşke beş paket alsaydım ben ne bileyim her zaman bulunmadığını diye üzüleceksiniz. Yapma. Üzme kendini : ) Ekle ekle, enginar da al.
